NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








30 Haziran 2013 Pazar

CEVİZ AĞACI ( Nazım Hikmet )

     Nazım Hikmet bir yaz günü, hoşlandığı bir bayana Gülhane Parkı'nda bir randevu verir. Cep telefonları o dönemlerde olmadığından mütevellit, buluşmalar biraz daha sabır ve emek istiyor olmalıydı.

     Neyse Nazım Hikmet zamanından önce buluşma yerine varır ve kararlaştırdıkları ceviz ağacının altında beklemeye koyulur. Gel gör ki Nazım Bey'in randevusuna davetsiz bir kaç misafir daha katılmak istiyordu. Zamansız yere oraya gelen polisleri gören Nazım Hikmet telaşla altında beklediği ceviz ağacının üzerine tırmanır. Neyse ki, polislere görünmeden ağaca tırmanmayı başarmıştır.

     Derken Nazım ağaca çıktıktan sonra randevu verdiği hanım efendi de ağacın altına gelir ve Nazımı beklemeye koyulur. Fakat polisler inatla çevreden ayrılmazlar. Nazım Hikmet de yerinin belli olacağı korkusu ile bir türlü, tepeden gözlediği ve ağacın hemen dibinde onu bekleyen hanım efendiye bir türlü fısıldayamaz.

     Sonra gözleri bir polislerde, bir onu bekleyen hanım efendide olan Nazım Hikmet sonunda ne yapacağını bilmeden beklemekten sıkılır ve kalemini çıkardığı gibi oracıkta bir şiir yazar. O şiire ilham veren cümle aynı zaman da  hem bu traji komik hikayenin hem de şiirin en vurucu cümlesi de olur. '' Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Park'ında, Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında.''

     Kederli gözlerle Nazım'ın yolunu gözleyen hanım efendi uzunca bir bekleyişin ardından oradan ayrılır. Sonra Polisler de ayrılır. Nazım, kendisini bekleyenleri uğurladıktan sonra ağaçtan iner ve evin yolunu tutar. Daha sonra tekrar o hanım efendi ile buluştular mı onu bende bilmiyorum. Bilen varsa hikayenin devamını dinlemek isterim.

Buyrun bu da o şiir:


2 yorum:

  1. o kadar ünlü bir şiirdir, ama hikayeyi bilmiyoruz işte :) çok ilginç hakkaten..

    YanıtlaSil