NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








2 Şubat 2015 Pazartesi

NEFES

Sessizce, etliye sütlüye karışmadan yaşadığı hayatının son gününde artık yaşamanın da pek bir güzel olduğunu anlıyordu. Çok geçti artık, yeni farkına varıyordu.

Aldığı nefesi şöyle bir tarttı, ilk defa alıyormuş gibi... Havanın da tadı olabileceğine inanmıyordu, ama işte o tadı alabiliyordu. Ciğerlerine dolan yosun kokularıyla karışık deniz esintisi, ciğerlerindeki yeni keşfettiği tat alma duygusunu ortaya çıkarıyordu. Önünde şahlanıp duran denize baktı. Nazım'dan bir dize geldi aklına:

'...çıkıyor kayık
iniyor kayık ,
devrilen
bir atın
sırtından inip
şahlanan
bir ata
biniyor kayık!'

Başını yalayıp geçen bir martının rüzgarı içini titretti, Azrail'de olabilirdi; emin olamadı.

Şiir aklında Nazım'ın sesinden çınladığında çok hoşuna gitti. Uzun zamandır bu kadar eğlendiğini hatırlamıyordu. Bir yerlerde Nazım'ın kendi sesini kaydettiği bir plaktan aklında kalmıştı bu ses. Zihninde de şiir, tıpkı plak kaydında olduğu gibi aynı yerde takılmıştı. Sanki yeni yeni yaşamdan keyif almaya başlıyordu. Birden bitireceği hayat ilk defa para ödemeden satın aldığı bu ufak eğlence ve nefesle gözüne güzel gözükmeye başladı. Bu anın kısa süreceğini biliyordu, bu yüzden bağlanmak istemedi bu hayata.

Gider ayak ufak bir eğlencenin daha kimseye zararı olmayacağını düşündü. Zihninden bir plak seçti ve sanatçının sesinden bir kez daha çınlayan o notalara son kez kulak verdi:

''...Vakit tamam, seni terk ediyorum.''

Son kez aldığı nefesi bırakmadan önündeki sonsuz maviliğe, sonsuz bir hayat beklentisi içerisinde bıraktı kendisini. Su yüzüne hiç kabarcık çıkmadı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder