NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








29 Kasım 2014 Cumartesi

BÖYLE GECELERDE

Böyle gecelerde üstelik sabaha da bir şey kalmamışken gidenlere daha çok üzülüyor insan. ''Gitme'' demek, ''Kal'' demekten daha kolaydı halbuki. Gitmemesi için yüzlerce bahane sıralayabilirdim: Bu saatte trafik olur, havada epey soğuk, araba bulmakta zor iş... Ama, ''Kal'' demek... ''Kal'' demek için pek bir sebep var gibi gözükmüyordu. Aynı kapıya çıkıyorlar gibi görünüyordu, fakat aynı dağın bir birlerini ömür boyu göremeyecek iki  yüzü gibiydiler.

Kelimelerle aram hiç bir zaman iyi olmadı. Adam gibi iki kelimeyi yan yana getirip, şöyle afilli bir cümle kurduğum pek görünmemiştir yani. O gece kurmam gerekiyordu, ama kuramama ihtimalim çok yüksekti. Yine belamı bulmuştum işte, çünkü sabah olduğunda giderse, söyleyemediğim sözlerin pişmanlığını uzunca bir süre yaşayacaktım. Böyle bir lanetim vardı. Başına gelecekleri çok iyi biliyor olup ta, hiç bir şey yapamamaktı benimki. Niyetim hep üzüm yemekti, ama ben her seferinde bir yolunu bulup bağcıyı dövüyordum. Kendi kollarını kesip vitrine koyan kasaptan ne farkım vardı ki?






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder