NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








29 Eylül 2010 Çarşamba

BİZATİHİ İLK MEKTUP

Sevgili...
( Daha önce hiç kendime mektup yazmamıştım. O yüzden '' Sevgili...'' deyip bıraktım. '' Sevgili Ben '', '' Sevgili Kendim '' cok anlamsız. Ne diye başlanır ki bir mektuba, eğer kendi kendine yollayacaksan? Doğrusunu yaptım sanırım, en azından öyle yaptığımı düşünüyorum. ) ( İşte başlıyoruz... )
Bu sana yazdığım ilk mektup. Sonuncusu olup olmayacağı hakkında ise hiçbir fikrim yok. Bittikten sonra tadı damağıma nasıl yerleşir bilmiyorum. Bu mektubu sana yazıyorum çünkü; Yalnız kaldığını sanıyorsun ve bu yalnızlığının ise ötesi olmadığını. Sonra bir şiir okuyorsun Özdemir Asaf' tan ve diyor ki;

 YALNIZLIK

Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız
Biliyorum
Ötesi yok.

Ötesi var;
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
.İnsanın kendi kendine mektup yazması.
Ve dönüp-dönüp onu okuması,
Yalnızlığında ötesidir

Nasıl da hissettiklerini anlatıyor. Sanki sana yazılmış değil mi? İşte sana bu mektubu yazıyorum çünkü; Yalnız değilsin, ben varım. Ve ben aslında senim. Biliyorsun. Belki de yalnızlığın ötesinde yalnız olmamak vardır ne dersin? Bu yüzden de, eğer bu mektubu tamamlayabilirsem ve Özdemir Asaf' ın dediği gibi yalnızlığın ötesine geçebilirsen orda yalnızlığın olmadığını göreceğini ve bir daha yalnızlık çekmeyeceğini umuyorum. Çok basit ben mektubu tamamlarım, sen okursun, bir daha ve bir daha çok kezler okursun. Böylece denklemdeki bütün bilinmeyenleri yerine yazmış oluruz. Sonrası? Sonrasını bende bilmiyorum. Bunu öğrenmek için sanırım, önce mektubu tamamlamam gerekecek. Bekleyip göreceğiz...
'' Nasılsın? '' gibi şeyler sormamı beklemiyorsun herhalde. Bilirsin seni iyi tanırım. Ve bu aralar pek te iyi hissetmediğini biliyorum. Korkmuyorsun ama, endişelisin. Beklemek tedirgin ediyor seni; Mektup beklemek, ziyaret beklemek, telefon beklemek, o günü beklemek ve yarını beklemek hepsi zor geliyor değil mi? Beklerken sabırsızlanıyorsun, ama iyi tarafından bak böylece sabrı öğreniyorsun. Hem geçenlerde gelen mektubu bir düşünsene, ne kadar mutlu olmuştun. Nede olsa uzun süre beklemiştin o mektuba sahip olabilmek için. Kimden geldiğini söylemeyeceğim, çünkü çok iyi biliyorsun. Zaten yüzünün gülümsemesinden belli. Gerçekte yalnız olan, gülümsemeyi de unutmaz mıydı şimdiye çoktan? Sayısı çok fazla değil kabul ediyorum ama, aldığın mektuplarda zaman zaman da olsa hatırlandığını göstermez mi? Değil mi ki dostların bir elin parmağını geçmeyecek kadar kaldılar? Değil mi ki bu seni üzüyor? Fakat bilmen gerek '' Az '' da olsa '' Hiç '' değiller. Boşuna üzülüyorsun onlar seni unutmayacaklar. Hem sonra ailen var. Şimdiye kadar ne yaparsan yap hep yanında olmadılar mı? Ve hepte olacaklarını adın gibi biliyorsun. Zaten adını da onlar koymuştu. Buna rağmen hala yalnız olduğunu düşünüyorsan, aynaya bak derim. Bak ve beni gör. Bak ve Allah'a inan.
Ve işte yavaş yavaş mektubumun sonuna geliyorum. Hala yalnız hissetmiyorsundur umarım kendini. Ama ille de bir parça var diyorsan, kaldır kafanı semaya bak. Biliyorum şuan da bulunduğun yerden bunu yapman biraz zor. Ama olsun zorla kendini. Sonra yıldızları seyre dal. İstersen bir de dilek tut! Ne kadar çoklar fark ettin mi? Şimdi birde farkına var aynı gökkubbe altında ne çok insan var, ne çok nefes. Yıldızlar misali... Düşün ki, çok uzaklardan o yıldızlara bakıyorsun? Bu mümkün de, çok uzaklarda birinin seni düşünüyor olma ihtimali mi düşük sence? Sen o yıldıza bak! Her yalnız hissettiğinde bak! Ve birilerinin hatırına geldiğini bil. İşin daha kolay olacaktır. Bu arada merak etme gündüzleri unutmadım. Gündüzleri de Güneş' e bak! Ama bunun altında bir şey araman gerekmiyor. :) Güneş güzeldir sadece. Işıl ışıl içini ısıtır insanın. Eh malum insan bu kadar yalnız olmadığını hissedince, birazda yalnız kalmak ister. Sende gündüzleri güneşle beraber yalnızlığın tadını çıkar. Bir tanede kitap alırsın yanında. Bu da benden sana küçük bir mutluluk tüyosu olsun. Kendine çok iyi bak. Canın ne zaman sıkılırsa ben hep buralarda olacağım. Ama yinede sakın unutma, ben aslında senim ve ne biliyorsam bileyim, aslında sende biliyorsun. Sadece hayal et! Selametle...
İşbu mektup bir mhkm un kendi kendine tesellisinden ibarettir.


14.05.2010
SİLİVRİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder