NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








24 Temmuz 2014 Perşembe

KISIR DÖNGÜ


     Giderken cümlelerin arasına istemeden koyduğu uzun boşlukları bırakmıştı arkasında; bir de sessiz bir oda kaldı. Sıkıcı olan ne varsa bıraktı arkasında. En çokta uzun boşlukları bırakırken zorlandı.

     Tam iki yıl sonra 2014 sonbaharında, tam da mevsimine uygun giyinmişken artık daha hızlı ve cümlelerin arasına koymaktan nefret ettiği o uzun boşluklardan tamamen kurtulmuş bir halde konuşuyordu ve odasında daha çok misafir ağırlıyordu.

     Değişmişti fakat, bu seferde kelimeleri sıkça ikiler olmuştu. Odasında da çok fazla gürültü vardı. Eski sıkıcı hayatını özlemişti.

     Bir gün kafası attı ve odasındakileri kovmaya karar verdi. ''Çıkın dışarı, çıkın dışarı.'' Yine aynı şeyi yapmıştı işte, kelimeleri ikilemişti. Odadakilerden kurtulduktan sonra, fazladan kullandığı sözcük israfı bu kelimelerden de kurtulacaktı. Kurtuldu da.

     Cümle aralarına koyduğu uzun boşluklara geri döndü. Konuşmaya başlarken, o bitirene kadar insanlar ondan uzaklaşıyordu. Tıpkı eskisi gibiydi her şey. Odası da boşalmıştı. Eskisi kadar kimse gelmiyordu. Sessizlik huzur veriyordu.

     Aşırı dozda huzur sıkıcı gelmeye başladığında yine, göz ucuyla boş odasına ve cümlelerin arasına yine istemeden koymaya başladığı uzun boşluklara baktı. Yine ayrılık vakti gelmişti anlaşılan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder