NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








18 Eylül 2014 Perşembe

BU KIZLAR ŞÜPHESİZ KELEBEKLER

     Yasak aşkımın meyvesi bir veda mektubu mu olacaktı? Seviştikten sonra çocuk bekleyen bir çoklarının aksine bir veda mektubu almıştım. Beni çok seven bir kadının ayrılmadan önceki son hediyesiydi; şehvet dolu bir gece...

     Bir gün bir başkası, içi dolu bir kül tabağı bıraktı, ötekisi boş bir şarap şişesi. Bir tanesi de hiç unutmam içi boş bir cüzdan bırakmıştı. Benim cüzdanım! Yani ben kadını çekip gitmesinden, arkasında bıraktıklarından tanırdım.

     Buraya neden geldiğim hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Aklımdan geçen kadınlar var; bir sürü. Sonunda tamamı çekip giden kadınlar! Aklımdan da çekip gitseler ya; illaki bir iz bırakacaklar.

     Burcu'da güzel bir geceden kalanların ardından çekip gitmeyi seçenlerdendi. Burcu gitmez demiştim ama sabah uyandığımda koca evde yalnızlığımdan başka kimse yoktu. Sabah evin dağınıklığına bir göz attıktan sonra gece içime yer eden şeylerin kalıcı olmasına izin vermemek adına soluğu tuvalette aldım. İçimde ne varsa kustum; akşam yediğim abur caburları, içtiğim votkaları. Bir ara pilav yemişim sanırım hiç hatırlamıyorum.

     Güzel bir geceyi kusup içinizden atamazsınız. Bu yüzden kustuğum onca şeye rağmen, yüzüm hala gülümsüyor. Ah! Bir de şu yalnız uyanmak olmasa. Bir koşu yatağa baktım. İşte kustuktan sonra okurum dediğim mektup hala komodinin üzerinde duruyor.

     Mektubu elime aldım. Bir iki kere elimde dolaştırdıktan sonra nihayet açtım. Mektup dediğime bakmayın; bu yalnızca kısacık bir not. Kalamayacağı ve bunun için özür dilediğini söylüyor. Ah, bir de dün gecenin ne kadar güzel olduğunu falan filan. Sabahın güzelliğine güvenememiş demek ki! Altta ''Görüşürüz'' demiyor. Dikkatlice bakıyorum ama demiyor. Belki gerçek adı da bu değildir. Şüpheler içimi kemiriyor ama yapacak bir şey yok çarşafların yıkanıp, evin temizletilmesi gerekli.

Anlaşılan yine bir kelebek geçmişti dün gece yatağımdan; bir gecelik ömrü dolduktan sonra çekip giden bir kelebek. Belki de öyle değildir! Belki de bir tırtıl olarak girdiği yatağımdan, bir kelebek olarak çıkmıştır sabah. Bir gün sabah bir tanesini gitmeden yakalaya bilirsem bunu sormalıyım. ''Sen bir tırtıl mısın yoksa kelebek mi?'' Muhtemelen ''Fark eder mi?'' diyeceklerdir; Sonuçta bir tırtıl ya da kelebek, sabah olduğunda ikisi de çekip gidiyor.

     Benim tek geceliklerim! Benim arkasında ay ile gezen tek geceliklerim! Güneşli bir İstanbul sabahında yüzlerine dokunamadığım tek geceliklerim! Sessiz gidişlerinize hiç biriniz bir veda mektubu eklemeyi becerememiştiniz.

     Burcu'nun notunu bir ara buz dolabının üzerine asmayı düşündüm ama daha iyi bir yer hak ediyordu şüphesiz. O yüzden yakıp, aklıma hapsetmeyi daha uygun buldum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder