NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








26 Eylül 2015 Cumartesi

BUGÜN DE AKLIMI YİTİRMEDİM

     ...Onun hikayesini yazdığım şu sıralar düşünüyordum da, bende bir başkasının hikayesi içerisine önemli biri olarak yer almış mıydım acaba hiç?

     Yani herhangi birisi olabilir bu kişi. Mesela, indirim yapmasını istediğim için içinden bildiği bütün küfürleri güler yüzlü bir ifade ile yüzüme püskürten bir taksici. Ya da öğlen işe başladığı halde uykusunu hala alamamış bir tezgahtarın sabahını zehir ettiğim bir hikayenin baş rolü. Bir bürokratın mitingindeki bir nokta! Belki de milli piyongo satıcısının ustalıkla hazırlanmış ''O an'' dümenini yutan her zamankilerden biri. Bekleyen bir kadının gözyaşları ile eskittiği kaldırım taşının hüznünden sorumlu bir zalim de olabilirdim...  Bence bunun hiç bir önemi yok. Sadece hikayenin sonu ''Beni  affet'' temennisi ile bitmesin yeter. Yani sonunda pişmanlık uyandıran şu hikayelerden olmasın.

     Kolay anlatamadığım bir şey bu. Bir his. Bir dürtü. Yani belki de yalnızca nefes alıp vermekten ibaret olamadığımızın ispatıdır başkalarını hayatına dokunmak, kaderin onlar için oynadığı oyunların içine dahil olmak. Bu yüzden de bir başkasının hikayesi içinde yer almak, en az birini sevdiğin zaman yağmur yağacağına inanmak kadar zor olmalı. Bir başka hayata dokunmaktan bahsediyorum, ağır tahribata sebep izler bırakmadan, öyle hafifçe dokunmak...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder