NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








13 Eylül 2015 Pazar

KÖPEK

Anımsayamadığım ekseri acılar şiddetli bir fırtınanın ardında bıraktığı izler gibi tahribata neden olmuştu vücudumda. Hece hece dökülen etler acıdan başka bir şey vaat etmiyordu vücuduma. Bomba infilak etmeden önce anımsadığım bir şey var: Bir çocuk köpeği ile oynuyordu. Köpek önceden patlamanın gerçekleşeceğini anlamış gibi huzursuz olmuştu. Gitmek istiyordu  ama çocuk buna bir türlü izin vermemişti. Çocuğun ölümünden bomba, köpeğinkinden ise çocuk sorumluydu sanki. Peki benim yaşıyor olmamdan? Tanrı o gün orada mıydı? Benim için!

Üzerimdeki 'Canlı bomba'ya ait bağırsak parçasının benim olduğuna dair duyduğum ilk şüphede bayılmıştım. Neyse ki her şeyim yerli yerindeydi. Tanrı bağırsaklarımın bir süre daha bende kalmasına izin vermiş olmalıydı. Çok ince bir davranıştı doğrusu.

Hastane odasındaki ilk refakatçim bir muhabirdi. Olayın nasıl olduğunu sorduğunda köpeğin ölümüne sebep olan çocuktan bahsettim ona. Pek ilgisini çekmedi. ''Köpeği geçelim beyefendi,'' dedi. ''Saldırganı gördünüz mü?''

''Gördüm hanımefendi,'' dedim. Saldırgan bir kadındı. Sürmeli gözlerinden akan yaşlar patlamadan önce gördüğüm son şey olmuştu. Öncesinde ise, çocukla, çocuğun ölümüne sebep olduğu köpeğe doğru yöneldiğini görmüştüm. ''Taktınız ama köpeğe,'' dedi kadın memnuniyetsiz bir ifade ile. Dikişlerim üzerine çok yattığım için biraz sızlamıştı. Acemice doğruldum yatağımda. ''Takmadım efendim,'' dedim. ''Sadece ölümü beni biraz etkiledi.''

''Ama efendim şükür ki size bir şey olmamış. Bir köpeğin lafı mı olur,'' dedi. Bir kaç poz aldılar ardından. İki büklüm verdiğim pozlar çok gerçekçi çıkmıştı, sanki acıdan iki büklüm olmuşum gibi...

Ertesi gün gazeteyi elime aldığımda yazıyı okudum. Gerçekten de köpekten hiç bahsetmiyordu. Saldırganın gözyaşları da yoktu. Çocuk vardı sıkça. Ölmüş, katledilmişti. Saldırganın son derece acımasız olduğunu yazmıştı bir de. Peki o halde neden ağlıyordu? Mecbur muydu ölmeye, öldürmeye? Ne için ölmüştü sahi, ne uğruna?

Hah, nihayet ilaç saati geldi. Tanrı bana ilaç gönderdi. Yüzlerce yıllık acılar yer etmişti vücuduma. İlaçsız olmazdı elbette.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder