NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








7 Ekim 2015 Çarşamba

HAİN MUSTAFA

     Bir gün mahalleden arkadaşlarla maç yapacaktık. Adam alışırken, en sona Mustafa kalmıştı. Şişmandı Mustafa. Pek koşamazdı. Bu yüzden kimse almak istemedi. Bir sonraki alışmamızda Mustafa öne attı kendini. ''Ben kaleye geçerim,'' dedi. İri olduğu için kalenin neredeyse tamamını kaplıyordu. Bizim yetenekteki çocukların onu geçmesi pek kolay olmadı ve o günden sonra adam alışırken ilk Mustafa'yı almak için yarışır olduk. Mahallenin en şişman ve akıllı çocuğu oydu yani. Aynı zaman da en yetenekli kalecisi de oydu. Bir gün dünyanın en iyi ve şişman tek kalecisi olarak tarihe geçeceğine tüm masumiyetimizle inanıyorduk.

     İki hafta sonra başka mahalleden çocuklarla maç ayarladık. Göğüsümüzü kabartarak sahaya çıktık. İçimiz çok rahattı, çünkü kalede Mustafa vardı.

     Maç bittiğinde, 11-1 yenilmiştik. Mustafa neredeyse tüm pozisyonları Türk misafirperverliğine yakışır derecede buyur etmişti. Bir türlü anlam verememiştik bu duruma. Fakat, bundan önce karşı takımın dalga geçmesini kaldıramamış kavga etmeye başlamıştık. Mustafa yine sahneye çıkmış, çocukları bir bir sağ sola savurmaya başlamıştı. Bu yüzden maçtan sonra hiç bir şey diyememiştik Mustafa'ya. O gün yediği goller yıllarca bir sır olarak kaldı aramızda.

     Tam 15 yıl sonra Mustafa'yı Samatya'da sayısal bayiinde gördüm. İlk ne iş yaptığını sordum. Kaleci olup olmadığını merak ediyordum. Pastaneci olmuştu Mustafa. Hala epey şişmandı. Aklıma geldi nedense ve o gün o golleri nasıl yediğini sordum. Meğer, karşı takım ile anlaşmış, maçtan sonra Mustafa'yı muhallebiciye götürüp, istediği kadar tatlı yemesine izin vereceklermiş. Tabi, çocukları dövmek hesapta yoktu. Anlayacağınız tatlıdan da olmuş Mustafa. Ben yine de sitem ettim, ''Oğlum, şerefimiz iki paralık oldu senin yüzünden,'' dedim.'' Derin bir iç geçirdi, ''Sen o an orada olacaktın. 'Baba' filminde gibiydik. Bana reddedemeyeceğim bir teklif yaptılar,'' dedi. Yüzüne baktım diktik. ''Pişman mısın?'' diye sordum. Kararsızlık içerisinde omuzlarını silkti. Anlaşılan benim ki kadar yeri yoktu bu hatıranın onun hayatında. Bu yüzden uzatmadım daha fazla. Güldük geçtik.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder