NIETZSCHE AĞLADIĞINDA BEN GÜLÜYORDUM








19 Ekim 2015 Pazartesi

TESİRSİZ FIRTINALAR -KUYUDİBİ-

Bazı zamanlar hiç bir şey yazamıyordum. Bir karanlık çöküyordu zihnime. Parmaklarım mosmor oluyordu. Ne kadar zorlarsam zorlayayım olmuyordu; tek satır yazamıyordum.
Buna karşın dışarıda her gün onlarca fırtına kopuyordu. Bunlar üzerine tesirli bir kaç kelam etmem gerekiyordu, çünkü ancak böyle bir iz bırakabileceğime inanıyordum. Mesela mahallenin Müjgan ablasının 4. eş adayı olan Hamza abi, her akşam gece mesaisinden önce taksisini apartmanın önüne çeker, son ses o mahur besteyi çalardı. Müjgan abla ise sadece perde aralığından şöyle bir bakıp, hızla içeri girmekle yetinirdi. Uzun süre bu böyle gitti. Ta ki bir sabah Müjgan ablanın ölüm haberi gelene kadar. Küvette bilekleri kesilmiş şekilde ölü bulunmuş. Bir de not varmış yanında, ''Üzgünüm Hamza,'' diye. Hamza abi haberi gece taksiye çıkmadan önce aldı. Önce inanamadı tabi. Sonra o mahur besteyi açtı yine son ses. Ardından bagajdan çıkardığı bir bidon benzin ile taksiyi ateşe verdi. Kuyudibi, kuyudibi olalı böyle bir yanma görmemiştir.
Bir de Cemal Reis vardı. O da mağrur, O da hüzünden gemiler yüzdürürdü Kuyudibi'nin kaldırım kenarı ırmaklarında. Ufak bir marangoz dükkanı vardı. Aslen gemicilikten terk. Trabzonlu. O da sevdalı. Gençliğinde, sevdiği kızı vermemişler. Kaçırmış. Kız, aslında ''Bugün olmasın,'' demiş. ''İçimde kötü bir his var.'' Dinlememiş tabi Cemal Reis. O zaman yaşı yirmi. Hiç bir şeyden korkusu yok. Gece soluğu limanda almışlar. Çözmüş teknenin iplerini bırakmış kendini Karadeniz'in karanlığına. İlerleyen saatlerde bir fırtına kopmuş. Cemal Reis bir teknenin burnuna bir arkasına koşuyormuş. Fakat nafile, tekne sonunda dalgalara dayanamamış. Batmaya başladığında ise, Cemal Reis'in daha yeni gelmiş aklı başına. Koşmuş kızın yanına ama, hiç bir yerde bulamamış. Ne zaman denize düştüğünü dahi bilmiyormuş. O an ölmek istemiş ama, olmamış. Onu da becerememiş. Karaya vurduğunda kulağına çalınan ilk sevdiğinin sesi olmuş, ''Bugün olmasın.'' O günden beri Cemal Reis, Ne memlekete gitmiş, ne de evlenmiş. Kuyudibi'nden son yirmi yıldır başka bir yere adımını attığını da daha gören olmamıştır. O da dün sabah dükkanda ölü bulundu. Kendini asmış. Onun da başında bir not: ''Vasiyetimdir, cesetimi Karadeniz'in en derin yerine bırakın.''
Anlayacağınız üzere Kuyudibi'nde insanlar normal yollardan pek az ölürler. Aslında bende bazen kendi ölümümü düşünmüyor değilim. Peki ya siz, siz hiç düşündünüz mü kendi ölümünüzün nasıl olacağını? Seksen yaşında sevdiğinizin yanıbaşında huzur içerisinde gözlerinizi yumacağınız hayalini bir kenara bırakarak düşündünüz mü hiç?
Kısacası Kuyudibi'nde herkes hayata borçlu. Bu yüzden de, kimse normal yollardan ölmüyor sanırım. Geçtikleri hayatlarda kaybolmayan izler bırakır burada yaşayanlar. Benim daha bir izim yok, ama olacak. Çünkü, burası Kuyudibi. Dünya'daki sefaletin kendi elleri ile yarattığı binlerce cehennemden yalnızca biri. Önemsiz hayatların kopardığı tesirsiz fırtınalarla dolu bir semtin de adı aynı zamanda..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder